Diriliş Ertuğrul dizisi 4.bölümü ile bu akşam TRT 1 ekranlarında sizlerle, Diriliş Ertuğrul yeni bölümde Süleyman Şah, esir düşen oğlu Gündoğdu’yu kurtarmak için Kara Toygar’ın karşısına çıkacak. Diriliş Ertuğrul tüm detaylar ve Diriliş Ertuğrul yeni bölüm fragmanı son bölümü aşağıdaki linkte sizlerle
DİRİLİŞ ERTUĞRUL İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
DİRİLİŞ ERTUĞRUL 4.BÖLÜM FRAGMANI İÇİN TIKLAYIN
Diriliş Ertuğrul dizisi ve bilinmeyenleriTarih kitapları Ertuğrul Gazi’yi ve yaşanan o olayları nasıl anlatıyor? İşte bilinmeyenleriyle ‘Diriliş Ertuğrul’ ve hikayeleri…
Süleyman Şah, esir düşen oğlu Gündoğdu’yu kurtarmak için Kara Toygar’ın karşısına çıkar. Kara Toygar Gündoğdu’yla takas etmek istediği esirleri Süleyman Şah’ın yanında görmeyince sinirlenmiştir. Süleyman Şah’ı alır ve takas mekanına doğru yola çıkarlar.
Ertuğrul, Numan ve Yiğit Alp’le onları takas mekanında beklemektedir. Ertuğrul’un planı işe yarayacak, ağabeyi Gündoğdu ve obanın misafirleri Numan ve Yiğit Alp’in sağ salim obaya dönmelerini sağlayabilecek midir?
Halime obada hem babası ve kardeşinden hem de Ertuğrul’dan gelecek güzel haberleri beklemektedir. Bu sırada Gündoğdu liderliğindeki kervanın saldırıya uğradığı obada duyulmuş, saldırıda ölen alplerin cenazeleri obaya gelmiştir.
Öte yandan obada göç hazırlıkları başlamıştır. Halep’e gitmek için hazırlıklar yapılırken Süleyman Şah’ın hastalığı obaya ateş gibi düşer. Kurdoğlu, obaya fitne ateşini düşürmek için bu fırsatı da değerlendirmekten geri durmaz.
Diriliş “Ertuğrul” tekrarsız yayınlanacak 4. bölümüyle 7 Ocak Çarşamba akşamı 19.55’te TRT1’de…
DİRİLİŞ ERTUĞRUL 3.BÖLÜMDE NELER OLDU?
Ertuğrul, kendisi yokken obada yaşananları öğrenecek ve sarsılacaktır. Her şeyin tükendiğini düşündükleri anda, Kayılara yeniden inanç aşılayan Ertuğrul; hem bir aşkın kederini, hem de bir obanın kaderini sırtlanmak zorundadır artık. Göçecekleri yeni topraklar için, neşe ve heyecanla hazırlanan oba halkı; evlatlarının başarısıyla gururlanan Süleyman Şah ve Hayme Ana; beylerinin arkasında sıradağlar gibi durmayı şeref bilen alpler…
Hepsi de kendilerini bekleyen geleceğin aydınlığından emindir. Çünkü Gündoğdu’nun canını kurtarmaya çalıştığı, uzaklardaki sürek avından da; Tapınakçıların, İslam Dünyası’nın kılcal damarlarına yaydıkları melanetlerden de habersizdirler. Yeni günler güzelliklere gebe olduğu kadar, sancılı da olacaktır Kayılar için. Bu zor günlerde Ertuğrul; kendisine güvenen insanlar için, hem savrulan bir kılıç, hem de dalgalanan bir bayraktır artık…
Ertuğrul ve Alpleri Halep yolunda, Halime ve ailesi ise obada saldırı altındadırlar. Ölümle hayat arasındaki ince çizgide kalakalmışlardır. Hangi yardım eli onları bu ateş çemberinden çıkaracaktır?Menziline varan Ertuğrul, Halep sarayından istediğini alma konusunda ümitlidir fakat işi hiç de kolay olmayacaktır. Hem Halep sarayında hem de bu şehrin kendilerine yabancı sokaklarında, Ertuğrul ve Alplerini şaşkınlığa uğratacak pek çok olayla karşılaşacaklardır.Halimelerin uğradığı baskın, obanın orta yerine düşen bir yıldırım gibi ahaliyi sarsmıştır. Herkesin aklında aynı soru vardır: Kim Kayı Boyu’nun mahremine girip saldırı düzenleme cüretinde bulunabilir? Bu vaziyet en çok da Süleyman Şah’ın aklını kurcalar. Kayıların ihtiyar çınarı; bu işin arkasında delice bir cesaret mi, yoksa haince bir ihanet mi olduğunu öğrenmek istemektedir. Babasıyla kopma noktasına gelen Gündoğdu’nun hırsı ve öfkesi, mantığını tamamen perdelemek üzeredir. Süleyman Şah’a karşı girişeceği üstü kapalı mücadelede; gözünü ne kadar karartacağı, elini ne kadar kirleteceği onun için dahi meçhuldür.Halime; kaçmaya çalıştıkça, kaderin cilvesiyle daha da yakınlaştığı bu insanların arasında, bir an bile olsa mutlu hissetmektedir kendisini. Halime’ye yabancı bu duygu, onu korkutmaktadır. Halime’nin kaçmaktan yorulan kalbini titreten tek bir soru vardır şimdi: Ertuğrul’u yeniden görebilecek midir? Üstelik bu sorunun cevaplarından hangisinin kendisi için daha yaralayıcı olduğunu bilmemektedir…
Ekranların yeni fenomen dizisi ‘Diriliş Ertuğrul’ türlü çevrelerce değerlendirilmeye devam ediyor.
Derin Tarih Dergisi, TRT’nin izlenme rekorları kıran ‘Diriliş Ertuğrul’ dizisini masaya yatırdı. Uzman tarihçiler Diriliş’te bilgi eksikliğinden dolayı ciddi hatalar olduğuna hem fikir. Doç. Dr. Muharrem Kesik’in yorumu ise çarpıcı: ‘Tarihi dizilerin tek iyi tarafı izleyenleri okumaya sevk etmesi.’
Yapımını Mehmet Bozdağ’ın, yönetmenliğini Metin Günay’ın üstlendiği ‘Diriliş Ertuğrul’ dizisi geçtiğimiz ay TRT 1 ekranlarında gösterilmeye başladı. Derin Tarih Dergisi, Ertuğrul Bey ile alplerinin Tapınak Şövalyeleri ve Moğollara karşı mücadelelerini ve Osmanlı Beyliği’ni kurma sürecini konu alan Diriliş’in tarihî gerçeklerle ne kadar örtüştüğünü uzmanlar yorumlattı.
Doç. Dr. Muharrem Kesik (İÜ Tarih Bölümü)
Osman Gazi’nin dedesi Süleymanşah olarak gösteriliyor, tarihçilerin son çalışmalardaki kanaati dedesinin Gündüz Alp olduğudur. Dizinin Süleymanşah’ı tercih etmesini bir türlü anlayamadım. Öte yandan olayların kurgusunda karışıklıklar var. Zaman mefhumunda gel-gitler mevcut. İlk iki bölümde Moğollar meselesinden çok uzaktalar. Oysa bu dönemde Anadolu’da Moğollar etkin. Kayı boyunun bölgeye girişini net olarak belirtmeseler de I. Alaeddin Keykubat dönemi kabul etmişler, aslında II. Alaeddin Keykubat dönemindedir. Selçukluların bir kumandanının çevirdiği entrikalar anlatılıyor. O dönemde böyle entrikalar çevirmek çok kolay değildi çünkü hâkimiyeti tamdı. Ayrıca Selçuklu kumandanı olarak gösterilen kişinin kostümü gerçeklere uygun değil. Bence Selçuklu eksik ve yanlış tanıtılıyor. Tarihî dizilerin tek iyi tarafı izleyenleri okumaya sevk etmesi.
Prof. Abdülkadir Özcan (FSM Vakıf Üniversitesi Tarih Bölümü)
Ertuğrul Gazi hakkında ne yerli ne de yabancı hiçbir çağdaş kaynakta bilgi var;ilk bilgiler 150 yıl kadar sonra yazılmış. Bu bakımdan Diriliş yüzde 99 kurguya dayandırılacaktı;öyle de yapılmış. Ancak bazı basit hataların yapılmaması gerekirdi. Bunların başında Ertuğrul Bey’in babasının Süleymanşah değil, Gündüz Alp olduğu meselesi gelir. Zira ilk Osmanlı şecerelerinde, mesela Ahmedî’nin Destan’ında bu beyin adı geçmekte;son yıllarda bulunan Osman Gazi’nin akçesindeki mealen ‘Gündüz Alp oğlu Ertuğrul’ ifadesi de bunu doğrulamaktadır. Osmanlı soyunun Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu olan Süleymanşah’a bağlanması tamamen siyasî sebeplerden. Kaynaklarda net bilgi bulunmamasına rağmen Suriye sınırları içinde Süleymanşah’a nispet edilen mezarın bile kime ait olduğu tartışmalı. İkinci olarak Ertuğrul niye yurt talebi için Halep’e gitsin? Ona Söğüt civarında yer veren Selçuklu Sultanı Alaeddin Konya’da değil mi? Aşiret beyi olan Ertuğrul, Selçuklu Sultanı’na niye kafa tutsun? O sırada cirmi ne ki?
İbnü’l-Arabî’nin Ertuğrul ile karşılaşması biraz zorlama gibi. Bunun imkân dâhilinde olması çok zor. Zira arada yaş farkı çok fazla. İbnü’l-Arabî 1240’ta, Ertuğrul Bey ise 1280’li yıllarda vefat etmiş. Zaman zaman konuşmalarda Haçlı tehlikesinden söz ediliyor. Oysa o sırada asıl tehlike Moğollardır. Son bir şey: Ertuğrul’un namaz kıldığı seccade yanlış görmediysem evlerimizdeki ucu püsküllü bez seccade gibiydi. Yani fazlaca modern görünümlü.
Prof. Fahameddin Başar (FSM Vakıf Üniversitesi Tarih Bölümü)
Herşeyden önce 13. yüzyılı yansıtan oba hayatını, Kayı aşiretinin Anadolu’daki durumunu anlatışını çok beğendim. Ertuğrul Gazi’nin babası Süleymanşah olarak benimsenmiş. Farklı kaynaklarda böyle bilgiler mevcut. Aşıkpaşazade, Oruç Bey, Neşrî gibi ilk Osmanlı vakayinameleri Süleymanşah’ın Ertuğrul Gazi’nin babası olduğunu söyler ama onlardan biraz daha önce kaleme alınmış olan Ahmedî ve sonraki tarihlerde Karamanî Mehmed Paşa gibi kaynaklarda Gündüz Alp olduğu kayıtlı. TDV İslam Ansiklopedisi’nde ‘Ertuğrul Gazi’ maddesini kaleme almış biri olarak şunu söyleyebilirim: Kendisinin şeceresi, babasının adı meselesi, Anadolu’ya ne zaman geldikleri kaynaklardaki farklı bilgilerden dolayı iki farklı şekilde verilir. Kayıların Anadolu’ya gelişi 11. yüzyılda Malazgirt’ten sonra mı gerçekleşti yoksa 13. yüzyıldaki Moğol istilası ile mi geldiler? İki farklı görüş de etkin olduğundan ikisi de kabul görmüş.
Dizide babasının Süleymanşah olduğu ve Kayıların Anadolu’ya Malazgirt’ten sonra geldiği kabul edilmiş. Ertuğrul Gazi’nin Halep’e gidip Halep Emiri’nden kışlak olarak yurt istemesi bana biraz garip geldi. Dizi Osmanlı’nın kuruluş dönemini gündeme getirmiş oldu. İsimler üzerinde fazla durmayalım. Tabii ki doğrusunu vermek şart ama farklı kaynakların esas alındığı belli.
Prof. Dr. Feridun Emecen (29 Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümü)
Dizi Fatih dönemini ele alsaydı sabaha kadar tartışırdık. Çünkü o dönemin bir zemini var ve olayları anlatan kaynak açısından sıkıntımız yok. Fakat burada tam anlamıyla bilinmezliklerle karşı karşıyayız. O dönemdeki hiçbir kaynak Osmanlılardan bahsetmez. Olay örgüsü, 15-16. asırlarda, yani kuruluştan 150, buradaki olayların geçtiği tarihten 200 yıl sonra kaleme alınmış Osmanlı kroniklerindeki menkıbelere dayanıyor. Tabii ki çok boşluk var kaynaklarda, bunları da senaristin muhayyilesi dolduracaktır. Tarihî dizilerin ve filmlerin artmasından özel bir gündem çıkarmak doğru değil. Türkiye’de Batı’ya nispetle tarihî konularda çok az film yapıldı. Gelişen teknoloji bu kabil dönem dizilerinin yapılmasına imkan verdi. Kıyafetlerin tespiti ayrı bir uzmanlık gerektirir. Kanuni dönemi olsaydı iş daha kolay olabilirdi. Fakat Selçuklu dönemiyle alakalı elimizde birkaç minyatür var, ancak göçerler ne giyerdi bilinmez.
51 BİN METRE KARE AÇIK VE KAPALI ALANDA PLATO KURULDU
Türk dizi tarihinin en büyük prodüksiyonlarından biri olan Diriliş “Ertuğrul” Dizisi için 60 kişilik dekor ve sanat ekibi oluşturuldu. Bu ekip tarafından dizi için Beykoz Riva ve Kundura Fabrikası’nda o döneme ait iki plato kuruldu. Aslına uygun olarak 600 metrekarelik Süleyman Şah otağı ve yine döneme ait 35 adet çadırla birlikte toplam 40.000 metrekare alanda Riva’da 13. yüzyıla ait Kayı Obası yeniden canlandırırdı. Kayı Obası’nda ayrıca oba çarşı, kilimhane, otağ meydanı ve talimhane yer alıyor. Beykoz Kundura Fabrikası’nda kurulan 6.000 metrekarelik kapalı alanda ise Halep, Halep Sarayı, arz odası, konuk odaları, koridorlar, zindanlar, Selçuklu Kasrı, Tapınak Şövalyeleri Kale, salon ve odaları ile birlikte tekke gibi döneme ait mekânlar inşa edildi. Yine Beykoz Kundura Fabrikası’nda 5.000 metrekare açık alana Halep Çarşı, kale içi, Süleyman Şah Çadır içi, Tapınak Şövalyelerinin zindanı, koridoru ve ibadethanesi gibi mekânlar da inşa edildi.
Diriliş “Ertuğrul” Dizisi için 1000’eyakın kostüm ve binlerce savaş malzemesi ve aksesuar sıfırdan üretirken kostüm ve börklerde kullanılan mücevher takıları, sanat grubunun kullandığı bakırlar ve madeni aksesuarlar Türkiye’nin dört bir yanından toplatıldı. Ahşap malzemeler ise elde üretildi. Kostüm ve dekorlar için 4 bin metrekare kumaş kullanıldı.
Dizi için ayrıca at castı yapılarak 25 adet at satın alındı. Yine dizi için Riva’da at çiftliği kurulurken bu atlar Uluslar arası koreografi ekibi Nomad tarafından 3 ay eğitildiler. Dizede atlar dışında ceylanlar, develer, koyunlar, keçiler, bülbül ve kekliklerde yer alarak kast ekibinin bir parçası oldular.
Diriliş “Ertuğrul” Dizisi’nin hazırlık süreci 10 ay sürerken beş ay boyunca tarihçi danışmanlar eşliğinde senaryo grubu tarafından hikâye oluşturuldu. Üç ay uluslar arası Moğol sanatçı Gammat’a hikaye, dekor ve kostümlerle ilgili dizinin illüstrasyon çizimleri yaptırıldı. Yine dizide ki koreografiler için Cengiz Han, Cehennem Melekleri 2, 47 Ronin ve Barbar Conan gibi dünyaca ünlü filmlerde yer alan özel koreografi ekibi Nomad getirtildi. Nomad ekibi dizi oyuncularını ve atlarını eğitirken ayrıca dizinin koreografilerini de hazırladılar. Tanıtımlarında ki görsel efektleri ile dikkat çeken Diriliş “Ertuğrul” Dizisi Hollywood kıvamında ki görsek efektleri ve animasyonlarıyla da çok konuşulacak.
“O; güneşi bayrak, göğü çadır eyleyip kısraklarını uçsuz bucaksız ovalara sürdü. Yağız yeri titretip, mavi göğü deldi. Pusatlarını yar eyleyip, ordularını gür kıldı. Daha çok denize, daha çok toprağa ilahi muştuyu taşıdı. Dünyanın iki hükümdara dar geldiğine inandı. Ve dünyayı bir hükümdara yar kıldı. Süleyman Şah oğlu Ertuğrul ümitlerin tükendiği bir çağda dirilişin adı oldu. ” Diriliş, dünyanın kaderini belirleyen adamın hikayesi. Hikaye: 13. Yüzyıl… Dünya yeni kudretini arıyordu. Ve Anadolu, emperyallerin kavgaya tutuştuğu bir diyardı. 1071’de Türklerin girdiği bu topraklara şimdi, Haçlılar ve Moğollar da ortak olmak istiyordu. Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar, Kafkasya ve Mezopotamya yeni sahibini arıyordu. İşte bu yangın yerinde, bizim hikayemizin kahramanı Ertuğrul da, 400 çadırlık obasına bir yurt arıyordu. Yıllardır yersiz ve yurtsuz kalan Kayılar, Ertuğrul’dan acılarına, çilelerine ve yolculuklarına son verecek bir yurt istiyordu. Ertuğrul, göğü çadır, yeri yatak eyleyerek zor bir mücadeleye talip oldu. Tapınak Şövalyeleri ve vahşi Moğollar onun en büyük düşmanlarıydı. Ertuğrul, ümitlerin tükendiği bir çağda nice zorluğa göğüs gererek, azmi ve sabrı sayesinde düşmanlarını yendi ve Kayı boyuna bir yurt verdi. Bu yurtta üç kıtada altı asır hüküm sürecek olan dünyanın en ihtişamlı devleti Osmanlı İmparatorluğu kuruldu. Bu muhteşem devletin sırrı da kahramanımız Ertuğrul’un hikayesinde gizliydi.
Ertuğrul’un, İbn-i Arabi’den aldığı bu sır, onu adım adım hayallerine taşıdı. Ertuğrul, hayallerine giderken aslında dünyaya yeni bir medeniyet armağan etti. Temellerini attığı devlet, dünyanın kaderini değiştirdi. Biz de dünyanın kaderini değiştiren adamın destansı hikayesine, boyun eğmeyen karakterine, büyüleyici aşkına ve tüm insanlığa yetecek adalet duygusuna şahitlik edeceğiz. “Bu mücadelede casuslar, hainler ve şövalyeler; Bu yolculukta entrika, tehlike ve ölüm; Bu hikayede yoldaşlık, fedakarlık, cesaret ve yiğitlik; Bu destanda büyüleyici bir aşk var.”
TRT’nin sezonun en iddialı dizilerinden olan ‘Diriliş Ertuğrul’un ilk bölümü reyting listesini alt-üst etti.
Merakla beklenen ve dün akşam ilk bölümüyle TRT 1’de ekrana gelen ‘Diriliş Ertuğrul’ dizisi, AB ölçümlerinde ilk sırada yer aldı. Toplam da ise 2. sırada yer alarak ilk haftasını zirvede tamamladı.
Sosyal medyada da diziye tam not verilirken, eleştirilen tek konu ‘aşk’ temasının dizinin asıl konusunun önüne geçebileceği endişesi oldu.
REPLİKLER ÇOK BEĞENİLDİ
Dizide geçen diyalolglar da oldukça beğeni topladı. Sosyal medyada en çok paylaşılanlar arasına giren sözler ise şöyle;
-”Davamız kuru bir cihangirlik davası değildir.Bilakis davamız İslam davasıdır.”
-”Zalim, adam vermezsek gök kubbeyi başımıza yıkacakmış. Eğer verirsek gök kubbe başımıza yıkılmaz mı?”
-Türklerle Selahattin Eyyübülerin torunlarını birbirine düşürdük mü iş tamam
– Töre bilmeyen adamdan Sultan olmaz, Bey de olmaz adam da olmaz. Bizim de adam olmayanla işimiz olmaz.
-‘Şimdi tüm İslam Dünyası intikam peşine düşsün bakalım.’
–Ol deyince olduran, gönüllerimizi iman nuruyla dolduran Allah’ın 99 adıyla. Ya Bismillah
-”Bey kızı töre bilmez olmuş. Atasının sözünün üstüne söz söyler olmuş.”
–Nereye gidersiniz?
-Haydan gelip, Hu’ya gideriz.
-‘İntikam yoksa,saman askerden farkı kalmaz şövalyenin.”
-”İçindeki kibir putunu ne zaman büyüttün sen ?”
Dizi, televizyon eleştirmeni Mesut Yar’dan da tam not aldı. Yar ‘Diriliş-Ertuğrul dizisi sanırım Türk TV tarihinin en pahalı prodüksiyonu olarak bir kenara not düşülecek… Sadece ilk bölümünün çekimi bir buçuk ay süren, hazırlanmasını filan da katarsanız pratiğe geçişi bir yılı bulan dizinin görsellikten kadrosuna kadar farklı bir vitrin yaratması dizi endüstrisi adına gurur duyulacak bir şey…’ diye yazdı.
HABER 7
Diriliş Ertuğrul yeni bölüm TRT 1’de izleyin
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.