a

İBRETLİK BİR HİKAYE

MUTLAKA OKUYUN, SONUNA KADAR OKUMADAN GEÇMEYİN
Vaktiyle eski kavimlerden birinde ahlaksız bir kadın varmış. Kapısı daima açık durur, güzelliği ile erkekleri bayıltıp baştan çıkarırmış. Evinin önünden geçen herkes onu açık kapının aralığından içerde daima somyanın üzerinde oturur görürmüş. Onu o güzelliği ile öylece gören herkes baştan çıkar, hemen oraya girmek istermiş. Her girmek isteyeni de birkaç kuruş karşılığında içeri alırmış. Bir gün âbidlerden birisi oradan geçerken, gözü kadına ilişmiş. Onu somya üzerinde bütün güzelliği ile görünce, şeytan hemen kendisine vesvese vermiş. Nefsi ile ne kadar mücadele etti ise de yine mağlup olmuş. İçeri girmek istemiş fakat ancak para karşılığında girebileceğini söylemişler. Kendisinin parası da yokmuş. Gitmiş şahsına ait bir elbiseyi satarak para almış ve içeri girmiş. Ne yazık ki o kötü kadının yanına oturmuş. İşte o anda geçmiş âbidlerin bereketine Allah’ın lütuf ve merhameti yetişmiş. O sırada Allah’ın kendisini görmekte olduğu aklına doğmuş. İçine bir korku ve dehşet saçılmış. Rengi atmış, vücudu titremeye başlamış. Bu değişikliği hisseden kadın ne olduğunu sormuş. Rabb’inden korktuğunu, hemen oradan gitmesi gerektiğini söylemiş. Kadın önceleri onu alaya almış;

-“Herkes buraya girmek için can atar, sen ise buradan kurtulmak için can atıyorsun.” demiş. Âbid de;

-“Ben Allah’tan korkuyorum, başka hiçbir sebep yok! Verdiğim para da senin olsun, geri almam. Yeter ki ben buradan çıkayım.” diye cevap vermiş. Bunun üzerine kadın ona kim olduğunu ve nereden gelip nereye gittiğini sormuş. Âbid de kendisini tanıtmış ve köyünün adını vermiş. Sonra da çıkıp gitmiş. Giderken yolda çok hayıflanmış, ağlamış, sızlamış, yüzüne gözüne topraklar serpmiş. O gittikten bir müddet sonra, kötü kadının kalbine de bir korku bir dehşet düşmüş. Kendi kendine;

-“Bu adamın ilk meylettiği günah olduğu halde bu kadar korktu. Ben ise bunca zamandır günah işlemekteyim. Onun kendisinden korktuğu Rabb, benim de Rabb’imdir. O bir gün günaha meyletmekle bu kadar korkarsa benim daha fazla korkmam gerekir diyerek, tövbeyi istiğfar etmiş. İşlemiş olduğu kötülüklere pişmanlık duymuş Bir daha işlememeye azmederek, Allah’a dönmüş. Hemen açık durmakta olan kapısını kapayarak alelade bir elbise giyip, ibadet etmeye ve Allah’a layık bir kul olmaya koyulmuş. Bir müddet sonra kendi kendine demiş ki:

-“Eğer gider o âbidi bulursam, dinimin esaslarını ve Allah’a daha iyi kulluk yapmayı bana öğretir. Hem de onun nikâhlı karısı olurum.” diyerek giyinip örtünerek yola düşmüş, sonra da âbidin köyünü bulmuş. Evine vararak onu sormuş. Âbide bir kadının geldiğini ve kendisini görmek istediğini söylemişler. Fakat işlemeye meylettiği günahın nedamet ve sıkıntısından henüz kurtulamamış olan âbid, kadını görünce tanımış, bir sayha kopararak düşüp ölmüş. Kadın büyük bir üzüntü içinde dona kalmış. Sonra yakınlarına durumu anlatmış ve âbidin bir yakını varsa beni nikâhlasın, demiş. Kendisine, âbidin salih bir kardeşinin bulunduğunu fakat hiç malı mülkü olmadığını söylemişler. Kadın derhal onun kocalığını kabul etmiş, evlenmişler. Yedi tane erkek çocukları olmuş. Hepsi de evliyaullah mertebesine ulaşmış.
Tövbe deyip de geçmeyin. Üzerinde hassasiyetle durulması gereken çok önemli bir meseledir tevbe. İcabında candan olmalı fakat tövbeyi bozmamalı, öyle bir tövbe etmeli ki, o tövbenin bereketiyle başkaları da tövbeye gelsinler.

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

İŞKUR Kuralarının Çekileceği Tarih Belli Oldu

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

jojobetCasibom GirişDeneme Bonusu Veren SitelercasibomMeritking Girişholiganbet girişbaywinDeneme Bonusu Veren Sitelercasibom girişdeneme bonusuCASİBOM GÜNCELcasibom girişcasibomgrandpashabet giriş