Seçimleri Kim Kazandı?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İstanbul seçimlerinin de tamamlanmasıyla, nihayet seçimler sona erdi. Kimileri sevinirken, kimileri de üzüldü. Hatta Öyle enteresan bir süreçten geçiyoruz ki, kendi partisinin kazanmasına üzülenlerin olduğu gibi kaybetmesine sevininler bile oldu.

Halk yüzde seksenbeş oranında sandığa giderek görevini yerine getirdi ve seçimini yaptı, sıra seçilenlerin ne yapacağına geldi. Seçmenlerin tercihleri kadar seçilenlerin de beş yıllık süre içerisinde yapacağı hizmetler önem taşıyor.

Halk tarafından seçilen ve idare makamında olan kimselerin, hakk’ı memnun etmek gibi bir gayeleri varsa halkı memnun etmeleri gerekir.  Seçilenler geldikleri makamı bir emanet makamı, bir hizmet makamı gibi kabul etmeleri ve ona göre davranmaları gerekir.

Seçilen kişi, tekrar seçilme gayesi ile hareket ederse, yanlış yoldadır!

Seçilen kişi, yetkilerini ferdi çıkarlar için kullanırsa, yanlış yoldadır!

Seçilen kişi, makamı emanet edenlere yani halka değil de seçim sürecinde borçlandığına inandığı kimselere hizmet ederse, yanlış yoldadır!

Tek doğru yol var, o da amasız, fakatsız, lakinsiz, bir daha seçilme endişesi taşımadan, kendi nefsini sürekli muhasebe ederek, sadece ve sadece halka hizmet etmektir.

Zafer sarhoşluğuna girmeden,

zaman rehavetine düşmeden,

makam kibrine kapılmadan,

vatandaşa kulak verip, emrine amade olmaktır. İşte tek doğru yol budur.

Seçilmiş kimseler, makamlarının ve yetkilerinin gereği olarak, çalışma gruplarını da kendileri oluştururlar. Bu, seçilmişlerin en tabii hakkıdır. Seçilmiş kişi, eğer halka hizmet etmek istiyorsa, kendine bağlı görevleri liyakat sahibi, ehil kişilere verir eğer kendine hizmet edilmesini istiyorsa, bu görevleri ehil olmayan ama farklı nitelikleri olan kişilere verir.  Halk olarak, vatandaş olarak bize düşen de bu süreci yakından takip etmektir.

Unutmayalım ki, mahkeme kadıya mülk değildir. Kimler geldi, kimler geçti şu fani dünyadan. Şu an işgal edilen makamlarda, kim bilir kimler ömür tüketti?

Seçimleri, verdiği oyu hizmet olarak geri alan halk mı yoksa makamları işgal edenler mi kazandı? İşte bu sorunun cevabını beş yılın sonunda yaşayarak göreceğiz.

Selam ve dua ile.